Ana içeriğe atla

Kaan Urgancıoğlu Röportaj









Nazlı Çiçek: Kendinizden biraz bahseder misiniz?

Kaan Urgancıoğlu: Bahsederim..183 boylarında,erkek cinsiyetindeyim:) Anne tarafım Arap ve Arnavut karışımı,baba tarafım Türk araştırabildiğim 

kadarıyla.Oyunculukla ilgileniyorum,kumralım.Birçok sıradan özelliğim var.



N: Oyunculukla tanışmanız nasıl oldu?

K: Çok tesadüf eseri oldu.Şöyle ki; ben Marmara Üniversitesi'nde Sermaye Piyasaları bölümünü okuyordum.İkinci sınıftayken daha önce de ata bindiğim

için Karaoğlan isimli bir dizi vardı Kanal D'de.Zannediyorum 2001-2002 gibi.Onun için birini arıyorlarmış,bulamıyorlarmış ve Demet Akbağ'ın vesilesiyle

benim uygun olabileceğimi düşünüyorlar ve ben de gidiyorum görüşüyorum kendimi Karaoğlan'ı oynarken buluyorum.Öyle hızlı bir ilişki oldu.



N: Okuduğunuz bölüme devam etmek ister miydiniz?

K: Oyunculuk yaptıktan sonra hiç düşünmedim.Yani öncesinde düşünüyordum borsa yapmayı,borsa ile ilgili çalışmayı.Oyunculuk yaptıktan sonra en azından

oyunculuk yapmasam bile sinemayla ilgili birşey yapmaya karar verdim,çok keyif aldım.



N: Zorluklarını yaşadınız mı?

K: Çok..Hala da yaşıyorum.Çok keyifli olmasının yanı sıra çok zor bir iş.Devamlı kendinizi geliştirmeniz gereken,çok uzun saatler çalışmanız gereken

anlatması güç ama kendinizle bitmeyen bir mücadele.


N: Hayatınıza neler kazandırdı? Neler değişti?

K: Yani kazandırdı mı bilmiyorum ama bir düzensiz hayat yaşamak istiyordum onu yaşıyorum şu an.Onun dışında ekonomik özgürlük kazandırdı,iş arkadaşı çevresi kazandırdı.Çok geniş bir çevre tanımamı sağladı.Dediğim gibi kendimi geliştirmem için bir fırsat yarattı.


N: Örnek aldığınız oyuncu var mı? Ne gibi projelerde yer almak isterdiniz?

K: Örnek aldığım oyuncular var.Mesela Jonny Deep'in rol seçimleri çok hoşuma gidiyor,giyim tarzı,duruşu..Onun dışında Philip Seymour Hoffman çok başarılı bulduğum bir oyuncu.Ne gibi rollerde oynamak istiyorum..Olabildiğince hem başrolde oynamak hem bir senaryonun yükünü taşımak hem de iyi karakterli birini oynamamak çok zor,öyle bir senaryoya denk gelmek isterdim.Mesela bir seri katilin hayatını canlandırmak isterdim.



N: Oyuncular ve set ekibi dizilerin uzunluğundan şikayetçiler. Bu konu hakkında neler söyliceksiniz?
K: Bu dizilerin kaç dakika yayınlandığıyla ilgili birşey.Şöyle de bir durum var.Doğru ekip ve doğru bir yapım şirketiyle çalıştığınızda set şartları o kadar da zorlayıcı olmuyor.İkiye ayrılıyor teknik ekip,senaryo ona göre yazılıyor.Çok kalabalık sahneler yazılmıyor çünkü.10 kişilik bir sahne yazıldığında 1 sayfa bile olsa onun çekimi baya uzun sürüyor.Kışın mesela dış mekanlar çok yazılmıyor oyuncuların üşümesi engelleniyor.Çok lüks bu bahsettiğim şeyler ama şuan çekilen dizilere bakıldığında Allah yardımcıları olsun pek kısaltılcak gibi gözükmüyor.

N: Kısa ama keyifli bir röportaj oldu,çok teşekkür ederim.Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
K: Ben teşekkür ederim.Başarılar diliyorum sana:)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Otilia: " Türk insanlarını çok seviyorum... "

Söylediği “Billionera” şarkısı ile dinlenme sayısı 500 milyonu geçerek dünyaca tanınan Otilia, şimdilerde çıkardığı “Prisionera” ile yine hit olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 3 kelimeyle Otilia nasıl biri? Otilia: Duygusal ve hassasım. Bir de zamanlama benim için çok önemli. Türkiye'deki ilgiyi nasıl buluyorsun? Proje teklifleri geliyor mu? Otilia: Benim için inanılmaz, çok mutluyum. Türk insanları beni seviyor ve be n de onları çok seviyorum. Özellikle Muhteşem Yüzyıl'ın Süleymanı'nı da çok seviyorum. Müzik yolculuğun nasıl başladı? Otilia: 3 yaşındayken şarkı söylemeye başladım. Benim yolum bu olacak, ben sanatçı olacağım dedim. Hayatımın amacı tamamen bu. Kendimi geliştirmek için dersler almaya başladım ve müzik için herşeyi yaptım. İleriye dönük hedeflerin neler? Otilia: Belli bir hedefim yok. Sadece dünyadaki tüm insanlara müziğimi duyurmayı ve onları mutlu etmeyi istiyorum. Sinan Akçıl'ın sana ve müzik kariyerine etkileri

Evren Göz Röportaj

Nazlı Çiçek: Muhabir olmaya nasıl karar verdin? Evren Göz: Muhabir olmaya iletişim fakültesinden mezun olduktan sonra iletişime ve spora olan ortak ilgilerime uygun bir meslek dalı olduğundan karar verdim. Zorlayacı yanları elbette ki var, özellikle transfer dönemlerinde haber değeri yüksek çok fazla olay oluyor ve bunları yakından takip edip en doğru biçimde yansıtmanız gerekiyor. Ancak büyük camiaların transfer gündemleri her zaman değişkenlik gösterebiliyor ve bir hafta önce verdiğiniz haber kısa sürede değişebiliyor. Nazlı Çiçek: Temiz ve dürüst haber yapabilmek çok önemli. Seni takip eden futbolseverler de bu işi hakkıyla yaptığını düşünüyor. Bununla ilgili ne söylemek istersin? Evren Göz: Evet, bence muhabirliğin en kilit noktası doğru haber vermek. Dünyada en büyük sektörlerden birisi futbol ve özellikle ülkemizde insanların bu oyuna duygusal bağları var bu yüzden vereceğiniz her haber çok önemseniyor. Doğru haber verdiğinizde bir noktadan sonra taraftarın güv