Küçükken Galatasaray'ın altyapısında oynamışsınız.Oyunculuğun yanı sıra tekrar futbolun içinde
yer almayı düşünüyor musunuz?
Behzat Uygur: Profesyonel olarak futbol oluşumunun içinde yer almayı düşünmüyorum.Ama bana gelen bir teklif üzerine alt yapıda çocuklara destek olabilecek,yardım olabilecek ya da yöneticilere destek olabilecek ya da futbolculara destek olabilecek,sanatla iç içe koyabileceğimiz bir platform oluşturabilirsek böyle bir şeyin içinde yer alabilirim.Ama ben bir kulüp yöneticiliği yapayım gibi birşey düşünmüyorum.Çünkü benim yapımdaki bir insanın orada çok fazla durabileceğini sanmıyorum.O yüzden de düşünmüyorum.Türkiye'de futbolun iyi bir eğitime ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.Bahsettiğim meşin yuvarlakla ilgili eğitimden bahsetmiyorum.Hayatın içinde yardımcı olabilecek,insanların karşısına geçtikleri zaman yöneticiler,futbolcular,teknik adamlar onlarla nasıl iletişim kuracakları konusunda destek olunabilecek bazı şeylerin çoğunluğa ihtiyacı var futbol dünyasının.
Sahne sizin için ne ifade ediyor?
Behzat Uygur: Sahne benim evim gibi artık.Çünkü sahnede doğmuş bir adam olarak evimden farklı
görmüyorum sahneyi.Yaşamanın gerçekten çok önemli bir parçası belki de ta kendisi.İnsan özler mi?
Özlüyorum ben mesela..Sahne de ayrı kaldığım sürece sahneyi özlüyorum.İlla oynamam
gerekmiyor.Onun içinde olabilmek bile,bir tiyatroya gidip dolaşmak bile o özlemimi ya perçinliyor ya gideriyor.
Bizde sizi görmeyi özlüyoruz:)
Behzat Uygur: Eyvallah:) Yurtdışında gezdiğim zaman çoğunlukla girdiğim tiyatroları dolaşırım.Oyun izlemem gerekmiyor,salonları dolaşırım.Türkiye'de de öyle..Güzel tiyatro salonları bana keyif verir.O yüzden tiyatro bizim için başka bir aşk.
Unutamadığınız bir anınız var mı?
Behzat Uygur: Çok var tabi..Benim için oynadığım her oyun bir anı niteliğindedir.Hepsinde mutlaka
anlatılacak,yazılacak bir şey olur.Çünkü her gün yüzlerce,binlerce seyircinin karşısına çıkmak zaten
unutulmaz bir şey.Keşke bütün gelen seyircileri tek tek hatırlayabilsek.Sana bir emek harcıyorlar ve seni seyretmeye geliyorlar.Hayatının belki de 3-4 saatini sana ayırıyor.Bu çok kıymetli bir şey.O yüzden tiyatronun içinde yaşadığım hiç bir şeyi unutmadım.Hangi anı dersen,futboldan başladın ordan devam edeyim; Galatasaray-Roma maçıydı zannediyorum.Balıkesir'de oynarken Üç Salakşörler adlı oyunumuzu oynuyorduk.Zeyno,Süheyl,ben üçümüz bir yatak sahnesindeydik.Yatağa aynı anda girdiğimizde,açık hava tiyatrosunda oynadığımız için yanda da bir birhanede maçın sesini duyuyoruz.Çünkü Türkiye'de hiç bir şey düşünülerek yapılmadığı için maç bayağı açık hava tiyatrosu içinde duyuluyor.Galatasaray gol attı ve gol sesi geldi.Biz de tam yatağın içindeyken gol attık diye bağırdık.Seyirci de bizimle bayağı bir eğlenmişti.
Günümüz oyuncularından kimleri beğeniyorunuz?
Behzat Uygur: Diziye bakıp hep değerlendirmeler yapılmaya başlandı.Dizilerin ben çok doğru bir
platform olduğuna inanmıyorum.Bir oyuncuyu değerlendirmek için dizinin çok doğru olduğuna
inanmıyorum.Tiyatro oyunu kadar doğru değil.Diziden yola çıkarsak Gonca Vuslateri'nin son dizideki performansı ve onun sevgilisini oynayan o ikilinin performansını beğeniyorum.Son dönemde şu diye ayırt etmeksizin beğendiğim oyuncular,ustalar var.Ali Poyrazoğlu bunlardan birisi.Ali Poyrazoğlu'nu her koşulda seyretmek büyük keyif veriyor.Günümüzün en genç,yetenekli oyuncularından biri Ali Poyrazoğlu:).Metin Zakoğlu da güzel şeyler yapıyor tiyatroda.Genç arkadaşlarım da çok iyi şeyler yapıyorlar ama tek tek isim konusunda var aklıma hemen gelenler bunlar.
Sizce tiyatroya ilginin artması için neler yapılması gerekiyor? Bu konuda en büyük sıkıntı nedir?
Behzat Uygur: İlk olarak düzgün tiyatro salonlarının yapılması gerekiyor merkez yerlerde.Sinemaya
verilen önemin tiyatroya da verilmesi gerekiyor.Nasıl ki sinemaya rahatlıkla gidiyorsun,rahat rahat
koşullarda seyrediyorsun,her alışveriş merkezinde,her yerde bir sinema salonuyla karşılaşıyorsun ve
hepsi son derece temiz,pırıl pırıl yerler.Ülke insanının basınından tut her alanda sinemaya gösterdiği
ilgiyi tiyatroya da göstermesi gerekiyor.Nasıl sinema salonları iş yapıyor,kötüyse film yapmıyor.Ama iyi olan filmler kendi seyircisiyle buluşuyor.Bu düzgün sinema salonları yapıldıktan sonra olmaya
başladı.Ondan sonra da biraz insanlar başlarını cep telefonlarından kaldırıp,daha iyi bir hayatın olduğunu keşfetmeye çalışmaları gerekiyor.Bunların da başında tiyatro geliyor.İnsanın mutlu olabilmesi için sanat diye bir şey var.İnsanlar mutlu kılınsın,daha farklı düşünebilsin diye var olan bir oluşum sanat.O yüzden de insanların bundan faydalanmaması çok tuhafıma gidiyor benim.Böyle bir olanak varsa,faydalanmayı düşünürlerse daha iyi yerlere gelir.
Şu sıralar neler yapıyorsunuz? Yeni projeler var mı?
Behzat Uygur: Evet var.Şimdi burdan gidip oyun okuyacağım.Tiyatro adına daha ne yapabiliriz,neler yapabiliriz bunlarla ilgileniyorum.
Son olarak babanızdan aldığınız en büyük hayat dersi nedir?
Behzat Uygur: Çalışmanın ve erdemli olmanın,ikisini yan yana oluşturmanın ne kadar önemli olduğunu gördüm babamdan.Erdem ve para kazanmak yan yana gelmez mi? Gelir.Bence gelmeli de..Bu biraz unutuluyor.Para kazanacağım diye her yol mübahtırdan yola çıkmamak önemli bir erdem diye düşünüyorum.Bence de çok doğru bir miras.Zaten tiyatroyu hiç saymıyorum babadan bize kalan değil ustamdan bize kalan..Babam değil o ustam bu konuda benim için.Böyle düşünüyorum.
Behzat Uygur: Profesyonel olarak futbol oluşumunun içinde yer almayı düşünmüyorum.Ama bana gelen bir teklif üzerine alt yapıda çocuklara destek olabilecek,yardım olabilecek ya da yöneticilere destek olabilecek ya da futbolculara destek olabilecek,sanatla iç içe koyabileceğimiz bir platform oluşturabilirsek böyle bir şeyin içinde yer alabilirim.Ama ben bir kulüp yöneticiliği yapayım gibi birşey düşünmüyorum.Çünkü benim yapımdaki bir insanın orada çok fazla durabileceğini sanmıyorum.O yüzden de düşünmüyorum.Türkiye'de futbolun iyi bir eğitime ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.Bahsettiğim meşin yuvarlakla ilgili eğitimden bahsetmiyorum.Hayatın içinde yardımcı olabilecek,insanların karşısına geçtikleri zaman yöneticiler,futbolcular,teknik adamlar onlarla nasıl iletişim kuracakları konusunda destek olunabilecek bazı şeylerin çoğunluğa ihtiyacı var futbol dünyasının.
Sahne sizin için ne ifade ediyor?
Behzat Uygur: Sahne benim evim gibi artık.Çünkü sahnede doğmuş bir adam olarak evimden farklı
görmüyorum sahneyi.Yaşamanın gerçekten çok önemli bir parçası belki de ta kendisi.İnsan özler mi?
Özlüyorum ben mesela..Sahne de ayrı kaldığım sürece sahneyi özlüyorum.İlla oynamam
gerekmiyor.Onun içinde olabilmek bile,bir tiyatroya gidip dolaşmak bile o özlemimi ya perçinliyor ya gideriyor.
Bizde sizi görmeyi özlüyoruz:)
Behzat Uygur: Eyvallah:) Yurtdışında gezdiğim zaman çoğunlukla girdiğim tiyatroları dolaşırım.Oyun izlemem gerekmiyor,salonları dolaşırım.Türkiye'de de öyle..Güzel tiyatro salonları bana keyif verir.O yüzden tiyatro bizim için başka bir aşk.
Unutamadığınız bir anınız var mı?
Behzat Uygur: Çok var tabi..Benim için oynadığım her oyun bir anı niteliğindedir.Hepsinde mutlaka
anlatılacak,yazılacak bir şey olur.Çünkü her gün yüzlerce,binlerce seyircinin karşısına çıkmak zaten
unutulmaz bir şey.Keşke bütün gelen seyircileri tek tek hatırlayabilsek.Sana bir emek harcıyorlar ve seni seyretmeye geliyorlar.Hayatının belki de 3-4 saatini sana ayırıyor.Bu çok kıymetli bir şey.O yüzden tiyatronun içinde yaşadığım hiç bir şeyi unutmadım.Hangi anı dersen,futboldan başladın ordan devam edeyim; Galatasaray-Roma maçıydı zannediyorum.Balıkesir'de oynarken Üç Salakşörler adlı oyunumuzu oynuyorduk.Zeyno,Süheyl,ben üçümüz bir yatak sahnesindeydik.Yatağa aynı anda girdiğimizde,açık hava tiyatrosunda oynadığımız için yanda da bir birhanede maçın sesini duyuyoruz.Çünkü Türkiye'de hiç bir şey düşünülerek yapılmadığı için maç bayağı açık hava tiyatrosu içinde duyuluyor.Galatasaray gol attı ve gol sesi geldi.Biz de tam yatağın içindeyken gol attık diye bağırdık.Seyirci de bizimle bayağı bir eğlenmişti.
Günümüz oyuncularından kimleri beğeniyorunuz?
Behzat Uygur: Diziye bakıp hep değerlendirmeler yapılmaya başlandı.Dizilerin ben çok doğru bir
platform olduğuna inanmıyorum.Bir oyuncuyu değerlendirmek için dizinin çok doğru olduğuna
inanmıyorum.Tiyatro oyunu kadar doğru değil.Diziden yola çıkarsak Gonca Vuslateri'nin son dizideki performansı ve onun sevgilisini oynayan o ikilinin performansını beğeniyorum.Son dönemde şu diye ayırt etmeksizin beğendiğim oyuncular,ustalar var.Ali Poyrazoğlu bunlardan birisi.Ali Poyrazoğlu'nu her koşulda seyretmek büyük keyif veriyor.Günümüzün en genç,yetenekli oyuncularından biri Ali Poyrazoğlu:).Metin Zakoğlu da güzel şeyler yapıyor tiyatroda.Genç arkadaşlarım da çok iyi şeyler yapıyorlar ama tek tek isim konusunda var aklıma hemen gelenler bunlar.
Sizce tiyatroya ilginin artması için neler yapılması gerekiyor? Bu konuda en büyük sıkıntı nedir?
Behzat Uygur: İlk olarak düzgün tiyatro salonlarının yapılması gerekiyor merkez yerlerde.Sinemaya
verilen önemin tiyatroya da verilmesi gerekiyor.Nasıl ki sinemaya rahatlıkla gidiyorsun,rahat rahat
koşullarda seyrediyorsun,her alışveriş merkezinde,her yerde bir sinema salonuyla karşılaşıyorsun ve
hepsi son derece temiz,pırıl pırıl yerler.Ülke insanının basınından tut her alanda sinemaya gösterdiği
ilgiyi tiyatroya da göstermesi gerekiyor.Nasıl sinema salonları iş yapıyor,kötüyse film yapmıyor.Ama iyi olan filmler kendi seyircisiyle buluşuyor.Bu düzgün sinema salonları yapıldıktan sonra olmaya
başladı.Ondan sonra da biraz insanlar başlarını cep telefonlarından kaldırıp,daha iyi bir hayatın olduğunu keşfetmeye çalışmaları gerekiyor.Bunların da başında tiyatro geliyor.İnsanın mutlu olabilmesi için sanat diye bir şey var.İnsanlar mutlu kılınsın,daha farklı düşünebilsin diye var olan bir oluşum sanat.O yüzden de insanların bundan faydalanmaması çok tuhafıma gidiyor benim.Böyle bir olanak varsa,faydalanmayı düşünürlerse daha iyi yerlere gelir.
Şu sıralar neler yapıyorsunuz? Yeni projeler var mı?
Behzat Uygur: Evet var.Şimdi burdan gidip oyun okuyacağım.Tiyatro adına daha ne yapabiliriz,neler yapabiliriz bunlarla ilgileniyorum.
Son olarak babanızdan aldığınız en büyük hayat dersi nedir?
Behzat Uygur: Çalışmanın ve erdemli olmanın,ikisini yan yana oluşturmanın ne kadar önemli olduğunu gördüm babamdan.Erdem ve para kazanmak yan yana gelmez mi? Gelir.Bence gelmeli de..Bu biraz unutuluyor.Para kazanacağım diye her yol mübahtırdan yola çıkmamak önemli bir erdem diye düşünüyorum.Bence de çok doğru bir miras.Zaten tiyatroyu hiç saymıyorum babadan bize kalan değil ustamdan bize kalan..Babam değil o ustam bu konuda benim için.Böyle düşünüyorum.
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil